Kaos, biraz hırs, tekrarlar.
Çünkü artık kaos, sizin kimliğiniz olmuştur. Her karar, eski düzeni öldürüp yenisini doğurur.
O bitmek bilmeyen ‘Pivot’ toplantılarının yorgun savaşçıları. Merhaba.
Bu, o her yerde gördüğünüz bayatlamış başarı hikayelerinden, “5 Adımda Unicorn Olma” kılavuzlarından biri değil. Lüks ofis koltuklarında ya da herhangi bir cafenin pek de rahat olmayan sandalyelerinde otururken, beyninizin arka lobunda dönen, terli ve çaresiz düşüncelerin psikanalizi.
Çoğumuz “Dünya’yı değiştirmek için” olmasa da kendi “Dünyasını değiştirmek” için yola çıkıyor.
Karar Anı: Kurtuluş mu, Yeni Bir Pranga mı?
Her şey bir kararla başlar. O büyük, gürültülü “Ben artık başkasının hayali için koşturmayacağım!” anı. Freud’un bahsettiği o ilkel dürtü, Haz İlkesi (The Pleasure Principle) sizi iter. Konfor alanının sıkıcılığından, o maaşlı köleliğin öngörülebilir acısından kurtulma arzusu.
İşte tam bu noktada, o ilk kaosu (sıkıcılığı) bitirmek için aldığınız karar, paradoksal bir şekilde, size yepyeni, devasa bir kaos sunar. Buna “Girişim Kaosu” diyoruz.
Girişimcinin kaosa olan bu çekimi, evrimsel bir mirastır. Nörolog Dr. Michael Gazzaniga’nın Sol Beyin Tercümanı (Left Brain Interpreter) teorisine göre, beynimiz sürekli olarak çevresel olaylara bir anlam, bir hikaye uydurmaya çalışır. Kaos, beynin bu anlam arayışını doruğa çıkarır. Sıradanlık anlamsızdır, savaş anlamlıdır. Markanızın varoluş hikayesi dediğiniz şey, aslında beyninizin bu kaosu anlamlandırma çabasından başka bir şey değildir.
Peki, bu kaosu neden kucaklarız?
Çünkü hırs hayatımızın gerçeğidir.
Hırs, sadece para kazanma isteği değildir. Hırs, sosyal psikolog Abraham Maslow’un hiyerarşisinin en tepesindeki o sinsi katmandır: Kendini Gerçekleştirme (Self-Actualization). Ama günümüz girişimcisinde, bu kendini gerçekleştirme, hızla “Başkalarına Kanıtlama” evresine evriliyor.
Marka Değeri = Ego Değeri.
Markanıza yaptığınız her yatırım, aslında benliğinizin bir yansımasıdır. Neden bir logo için binlerce dolar harcarsınız? Çünkü logo, pazarın gözünde sizin benliğinizin bir temsilcisidir. Logodaki o minimalist çizgi, “Bakın, ben o kadar akıllıyım ki, basit olanda karmaşıklığı görüyorum” demektir.
Lütfen dürüst olun. O son ‘vizyon toplantısı’nda gerçekten müşterinizi mi düşünüyordunuz, yoksa kendi çıkarlarınızı mı?
Girişimcilik, adında ‘Barış’ kelimesi geçen bir kavram olsaydı, kimseyi heyecanlandırmazdı. Bu bir savaştır. Rakip, çalışan, regülasyon ve en nihayetinde Pazar’a karşı bir savaştır.
Ama bu savaşın en çetin cephesi, iç cephedir. Carl Jung’un bahsettiği Gölge (The Shadow) arketipi, bu savaşın ta kendisidir. Girişimcinin başarısızlık korkusu, yetersizlik hissi, piyasa karşısında her an ifşa olma endişesi.
Markanızın pazarlama dili (agresif, iddialı, ‘pazar lideri’ lafları), aslında o gölgeyi bastırma çabasından başka bir şey değildir.
Girişimci, bir kararla yarattığı kaostan kurtulmak için, bir sonraki kararı alır (yeni ürün, yeni pazarlama stratejisi, yeni ortak). Bu karar, geçici bir düzen (geçici bir rahatlama hissi) yaratır. Ama bu düzen, pazarın dinamikleri, rakibin hamlesi veya iç ekibin yorgunluğuyla kısa sürede yeni bir kaosa döner.
Kaos, biraz hırs, tekrar kaos..
Siz bu durumlara hayatın içerisinde “İşlerimiz hiç bitmiyor” diyebilirsiniz.
Çünkü artık kaos, sizin kimliğiniz olmuştur.
Şöyle küçük bir de kitap önerisiyle şimdilik ayırılalım;
Hızlı ve Yavaş Düşünme - Daniel Kahneman
Makalemizde bahsettiğimiz Prospektüs Teorisi’nin Nobel ödüllü yazarıdır. Girişimcinin, kararlarını alırken duygusal ve rasyonel sistemler (Sistem 1 ve Sistem 2) arasındaki çatışmayı anlamak için kritik bir kaynaktır. Kaostaki mantığı çözmek için birebir.
Yararlandığım kaynaklar ve referanslar:
Freud, Sigmund. (Haz İlkesi): İnsan davranışlarının temel itici gücü olarak hazzı maksimize etme ve acıdan kaçınma dürtüsü.
Gazzaniga, Michael S. (2018). The Consciousness Instinct: Unraveling the Mystery of How the Brain Makes the Mind. (Özellikle ‘Sol Beyin Tercümanı’ kavramı için).
Maslow, Abraham H. (1943). “A Theory of Human Motivation.” Psychological Review, 50(4), 370–396. (Özellikle ‘Kendini Gerçekleştirme’ hiyerarşisi için).
Jung, Carl G. (Gölge Arketipi): Bireyin kabul etmediği, bastırdığı ve kişilikten ayrı tuttuğu bilinçdışı yön.
Kahneman, Daniel ve Tversky, Amos. (1979). “Prospect Theory: An Analysis of Decision under Risk.” Econometrica, 47(2), 263–291. (Özellikle ‘Kayıptan Kaçınma’ ve risk altındaki karar alma mekanizmaları için).
Camus, Albert. (1942). Le Mythe de Sisyphe. (Sisyphos Miti’nin felsefi yorumu ve Absürdizm).
Maniyerizm
Rönesans’ın altın çağının ardından gelen Maniyerizm, 1520’lerden 1600’lere kadar süren ve klasik dengeye meydan okuyan bir sanat akımıdır. Bu dönemin sanatçıları, Rönesans’ın kusursuz uyum ve doğallık anlayışına karşılık, bilinçli biçimde abartılmış, dramatik ve çarpıcı eserler üretmeyi tercih ettiler




