Fikri Mülkiyet ve Sınai Mülkiyet Nedir?
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile Sınai Mülkiyet Kanunu'nu inceleyerek, telif hakkı, patent, marka ve tasarım koruması gibi konularda kapsamlı bilgiye ulaşın. Türkiye'deki yasal düzenlemeler.
Fikri mülkiyet ve sınai mülkiyet kavramlarını anlayabilmemiz için önce hak kavramını öğrenmemiz gerekiyor. Hak, hukuk tarafından korunan ve sahibine bu korunmadan yararlanma yetkisini tanıyan menfaattir. Fikri haklar ise kişinin aklını kullanarak yarattığı ürün olarak tanımlanabilir. Fikri haklar, mali yönleri açısından malvarlığı hakları arasında anılmaktadır. Bazı hukuk sistemlerinde fikri hak konusu olarak anılan eserler maddi olmayan eşya olarak adlandırılır. Bu adlandırma sonucunda da fikri haklar için “fikri mülkiyet” deyimi kullanılmaktadır. Bu deyim fikri hakların ve sınai hakların korunması için uluslararası kuruluşlarca kullanılmaktadır. Dolayısıyla “sınai mülkiyet” de bu adlandırma biçiminde kullanılmaktadır.1
Fikri Hakların Tarihsel Gelişimi
Fikri mülkiyet haklarının tarihsel gelişimi gözden geçirildiğinde İlk ve Orta Çağlarda herhangi bir hukuki düzenlemenin bulunmadığı göze çarpmaktadır. Geç Orta Çağ ve Yeni Çağ ile birlikte özellikle matbaanın icadı sonrasında fikri hakların korunması gündeme gelmiştir. Ancak bu dönemde yalnızca matbaa sahipleri korunmuş eseri meydana getiren kimseler hakkında düzenleme yapılmamıştır. 1789 tarihinde Fransız İhtilali olmuş ve fikri hakların korunması gündeme gelmiştir. Ardından büyük bir hızla bu durum Avrupa’nın geri kalanına yayılmıştır. 1800’lü yılların gelmesiyle birlikte ise ülkeler arasında fikri mülkiyet hakları hakkında sözleşmeler yapılmaya başlanmıştır. Fikri mülkiyet haklarına ilişkin en önemli sözleşmeler şu şekilde sıralanabilir.
1883 tarihli Paris Sözleşmesi
1886 tarihli Bern sözleşmesi
1995 tarihli Dünya Ticaret Örgütünün eklerinden arasında bulunan Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Sözleşmesi (TRIPS).
Türkiye’de ise fikri mülkiyet haklarıyla ilgili olarak en önemli gelişmeler 1995 yılında yaşanmıştır. 1995 yılında Türkiye Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olmuştur bununla birlikte Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Sözleşmesi (TRIPS)’ne de taraf olmuştur. Bu tarihten itibaren fikri mülkiyet hakları ülkemizde kabul edilmiştir.2
İlgili Mevzuatın İncelenmesi
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun Yorumlanması
Madde 13 – Fikir ve sanat eserleri üzerinde sahiplerinin mali ve manevi menfaatleri bu kanun dairesinde himaye görür. Eser sahibine tanınan hak ve salahiyetler eserin bütününe ve parçalarına şamildir.
Fikir ve sanat eserleri üzerinde sahiplerinin mali ve manevi menfaatleri bulunduğu ilgili maddede açıkça görülmektedir. Bu eserin sahibinin maddi kazanç sağlama hakkının olduğunu gösterir. Manevi yandan ise esere saygı duyulması, isminin belirtilmesi gibi hakları tanıdığı varsayılabilir.
Madde 13’te kullanılan ‘himaye’ kelimesi ise oldukça önem arz etmektedir. Bu kelime eser sahiplerinin hukuki koruma altında olduğunu gözler önüne sermektedir.
Eserin bütününe ve parçalarına şamil olmak ifadesi ise eserin sadece tamamının değil parçalarının da korunduğunu gösterir. Bu şu şekilde yorumlanır eserin bütünlüğü korunmakla birlikte belirli bölümler için de eser sahibi korunmaktadır. Örnek olarak bir kitabın yazarı eserin tamamıyla birlikte belirli bir kısmının izinsiz kullanılmasına karşı da hukuki koruma talep edebilir.
Madde 14 – Bir eserin umuma arzedilip edilmemesini, yayımlanma zamanını ve tarzını munhasıran eser sahibi tayin eder. Bütünü veya esaslı bir kısmı alenileşmemiş olan, yahut ana hatları her hangi bir suretle henüz umuma tanıtılmıyan bir eserin muhtevası hakkında ancak o eserin sahibi malumat verebilir.
(Değişik: 21/2/2001 - 4630/8 md.) Eserin umuma arzedilmesi veya yayımlanma tarzı, sahibinin şeref ve itibarını zedeleyecek mahiyette ise eser sahibi, başkasına yazılı izin vermiş olsa bile eserin gerek aslının gerek işlenmiş şeklinin umuma tanıtılmasını veya yayımlanmasını menedebilir. Menetme yetkisinden sözleşme ile vazgeçmek hükümsüzdür. Diğer tarafın tazminat hakkı saklıdır.
Bu madde hakkında ilk olarak göze çarpan durum, eserin ne zaman ve ne şekilde yayımlanacağının tamamen eser sahibinin takdirine bağlı olmasıdır. Bu da eserin sahibinin yayımlama konusunda tam bir yetkiye sahip olduğunu gösterir.
İkinci nokta ise eserin henüz alenileşmediği durumda, bu eserin sahibinin ürünü hakkında bilgi verecek tek kişi olmasıdır. Bu eser sahibinin içerik hakkında tam söz hakkı sahibi olduğunu göstermektedir.
Eserin yayınlanması eser sahibinin şeref ve itibarını zedeleyecek ise yayımlanmasını engelleme hakkına sahiptir. Eğer ki eser sahibi eserin yayımlanması halinde şeref ve itibarına zarar vereceğini düşünüyorsa bunun hakkında menetme sözleşmesi yapılmış olsa dahi bu sözleşme hükümsüz sayılacaktır.
Karşı tarafın tazminat hakkı menetmeden zarar görürse saklıdır. Dolayısıyla eser sahibi önceden imzaladığı sözleşmeden doğan zarardan sorumludur.3
Madde 26 – Eser sahibine tanınan mali haklar zamanla mukayyettir. 46 ve 47 nci maddelerdeki haller dışında koruma süresinin bitiminden sonra herkes, eser sahibine tanınan mali haklardan faydalanabilir. Bir eserin aslı veya işlenmeleri için tanınan koruma süreleri birbirine tabi değildir. Bu hüküm 9 uncu maddenin birinci fıkrasındaki eserler hakkında da uygulanır. Koruma süresi, eserin alenileşmesinden önce cereyana başlamaz. Forma veya fasikül halinde yayımlanan eserlerde son forma veya fasikülün yayımlandığı tarih, eserin aleniyeti tarihi sayılır. Fasıla ile yayımlanan mütaaddit ciltlerden müteşekkil eserlerin her bir cildi ile bülten, risale, mevkute ve yıllıklar gibi eserlerde aleniyet tarihi bunlardan her birinin yayımlanma tarihidir. Aleniyet tarihinden başlıyan süreler eserin ilk defa alenileştiği veya dördüncü fıkraya göre alenileşmiş sayıldığı yıldan sonraki senenin ilk gününden itibaren hesap olunur. Eser sahibinin ölümünden itibaren başlıyan sürelerin hesabında, eser sahibinin öldüğü seneyi takip eden yılın ilk günü başlangıç tarihi sayılır. 10 uncu maddenin birinci fıkrasında zikredilen hallerde süre, eser sahiplerinden son sağ kalanının ölüm tarihinden sonra başlar.
Buradan çıkan en önemli sonuç eser sahibine tanınan mali hakların belirli bir süreyle sınırlı olması durumudur. Bu süre ise eserin yayımlandığı tarihten veya eser sahibinin ölümünden itibaren hesaplanmaktadır. Eser sahibinin ölmesiyle birlikte bu haklar bir süre daha güncelliğini korumakla beraber belirli bir süre sonunda bu haklar son bulacaktır
İkincil bir nokta ise eserin aslı ve işlenmiş hali için tanınan sürelerin birbirinden bağımsız olarak işlemesidir. Madde 27’de ise eserin eser sahibinin yaşamı boyunca ve ölümünden sonra 70 yıl boyunca eserin mali haklar açısından korunduğu görülür.
Sınai Mülkiyet Kanunu
Sınai haklar, yenilikçi fikir ve ürünlerin korunmasını sağlayan menfaatlerdir. Sınai mülkiyet kanunu 2017 senesinde yürürlüğe girmiştir. Yasa koyucu uluslararası andlaşmalar ile AB mevzuatıyla uyumlanmaya hedeflemiştir.4 Bu kanunun amacı; marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ve geleneksel ürün adlarının korunmasıdır. Madde 3’te korunacak kişilerin özellikleri yer almaktadır.
MADDE 3- (1) Bu Kanunla sağlanan korumadan;
a) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları,
b) Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yerleşim yeri olan veya sınai ya da ticari faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişiler,
c) Paris Sözleşmesi veya 15/4/1994 tarihli Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması hükümleri dâhilinde başvuru hakkına sahip kişiler,
ç) Karşılıklılık ilkesi uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti uyruğundaki kişilere sınai mülkiyet hakkı koruması sağlayan devletlerin uyruğundaki kişiler, yararlanır.
Madde 2 ise kanunda kullanılacak temel kavramları önceden belirlemiştir.
Madde 2- (1) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Amblem: Coğrafi işaretler ve geleneksel ürün adlarının bu Kanun hükümlerine uygun olarak tescil edilmiş olduğunu gösteren ve Kurum tarafından oluşturulan; tescil edildiği adla birlikte ürün veya ambalajı üzerinde kullanılan ya da niteliği gereği ürünün kendisi veya ambalajı üzerinde kullanılamadığı durumlarda kolayca görülebilecek şekilde hak sahibi kullanıcılar tarafından uygulanan ve coğrafi işaretler bakımından kullanılması zorunlu olan işareti,
b) Bitki çeşidi: Bir veya birden fazla genotipin ortaya çıkardığı bazı özellikleri ile tanımlanan, aynı tür içindeki diğer genotiplerden en az bir tipik özelliğiyle ayrılan ve değişmeksizin çoğaltılmaya uygunluğu bakımından bir birim olarak kabul edilen en küçük taksonomik kısım içerisinde yer alan bitki grubunu,
c) Biyolojik materyal: Genetik bilgi içeren ve kendi kendine üreyebilen ya da bir biyolojik sistemde üretilebilen herhangi bir maddeyi,
ç) Bülten: Yayım ortamının türüne bakılmaksızın bu Kanunda belirtilen hususların yayımlandığı ilgili yayını,
d) Çalışan: Özel hukuk sözleşmesi veya benzeri bir hukuki ilişki gereğince, başkasının hizmetinde olan ve bu hizmet ilişkisini işverenin gösterdiği belli bir işle ilgili olarak kişisel bir bağımlılık içinde ona karşı yerine getirmekle yükümlü olan kişiler ile kamu görevlilerini,
e) Kurum: Türk Patent ve Marka Kurumunu,
f) Kurul: Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı bünyesinde yer alan Kurulu,
g) Marka vekili: Marka, tasarım ve coğrafi işaret ile geleneksel ürün adlarına ilişkin konularda, hak sahiplerini Kurum nezdinde temsil eden kişileri,
ğ) Paris Sözleşmesi: 8/8/1975 tarihli ve 7/10464 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Sınai Mülkiyetin Himayesine Mahsus Milletlerarası Bir İttihat İhdas Edilmesine Dair 20/3/1883 tarihli Sözleşmeyi ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından usulüne göre yürürlüğe konulmuş bu Sözleşme ile ilgili değişiklikleri,
h) Patent vekili: Patent, faydalı model ve tasarım haklarına ilişkin konularda, hak sahiplerini Kurum nezdinde temsil eden kişileri,
ı) Sınai mülkiyet hakkı: Markayı, coğrafi işareti, tasarımı, patent ve faydalı modeli,
i) Sicil: Sınai mülkiyet hakları ile geleneksel ürün adlarına ilişkin bilgilerin yer aldığı kayıt ortamını,
j) Ücret: Bu Kanun kapsamında yer alan hizmetlere ilişkin olarak ilgili mevzuat hükümlerine göre Kurum tarafından belirlenen varsa vergi ve harç dâhil ücreti, ifade eder.5
Konuk Yazar
Feyza Tanrıverdi
Oğuzman Barlas(28. Bası), 460-539
Fikri Mülkiyet Hakları ve Bu Hakları Korumanın Ekonomik Önemi.2015. Yıl: 2015, Cilt:8 Sayı:4, 29-39. 16 Ekim 2015
5846 sayılı kanun
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun Getirdiği Yenilikler(2018). Cilt:4 Sayı:1, 91-109, 25 Temmuz 2018
6769 sayılı kanun